Dar gelirli ve çiftçiye dayanak olmak için hazırlık yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Askıda 9 Gülek Buğday” projesini başlattı.

Bahçeli’nin projesini kıymetlendiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, çiftçinin durumunun ‘askı’ ile çözülmeyeceğini açıkladı.

‘BAHÇELİ’NİN PROJESİ SONUCA ULAŞMAZ’

Bahçeli’nin başlattığı üzere projelerin kamuoyunda farkındalık yaratmanın ötesine geçemeyeceğini belirten Remzi Suiçmez, ”askıda buğday” kampanyasının bir sonuca ulaşmasının çok güç olduğunu söyledi.

Suiçmez, şunları söyledi:

Bu tıp kampanyalar, kamuoyunda farkındalık yaratma dışında başarılı olamayacak, bir sonuca ulaşamayacak projeler. Esasen açıklamanın başında ziraî girdi maliyetlerinden kaynaklı problemlerin olduğu ve ülkemizdeki tarımda yanlış işleyen sürecin sorumluluğunun da tarımdan sorumlu kurum ve kuruluşların olduğu belirtiliyor. Yani ülkemizde ziraî girdi maliyetleri yüksek, verilen dayanaklar yetersiz, verilen dayanaklar bir yıl sonra ödenmekte, bilhassa yaygın olan küçük çiftçiler bankalardan kredi kullanmakta.

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ‘DURUM ÇOK VAHİM’ DEDİ

Çiftçinin fedakarlık yaparak bu cins projelere katılacağını söyleyen Suiçmez, “900 milyar liraya ulaşmış bir kredi kısa vadeli kredilerin ölçüsü artmış. Bütün bunlara karşın üreten çiftçinin de üretim maliyetleri maalesef tarlada baskılanmakta” dedi.

Buğday üreticisinin küstürüldüğünü vurgulayan Suiçmez şöyle devam etti:

Çiftçinin üreterek, tarımda kalması yerine aslında gelir seviyesi düşük olan yaklaşık bir taban fiyat seviyesinde gelir elde eden küçük üreticilerin çoğunlukta olduğu bir ortamda çiftçiden takviye olmayı beklemek artık uygulanan tarım ve iktisat siyasetlerinin iflas ettiğinin bir göstergesidir.

Enflasyonun yüzde 60larda olduğu bir periyotta ülkemizde geçen yıl Toprak Mahsülleri Ofisi çiftçiye yüzde 11-12 seviyesinde bir artış yaptı. Yani buğday üreticisi küstürüldü. Mazotta, gübrede, ilaçta, yemde KDV, ÖTV indirimi yok. TÜİK’in açıkladığı en son aralık ayı girdi endeksi yüzde 33’lerde. Yıl sonu enflasyonu yüzde 42’lerde. Besin enflasyonu yüzde 42’lerde. Üretici sıkıntılı. Buğdayda da 20 milyon ton sarmalına takılmış durumdayız. Nüfsumuz 40 milyonken de 20 milyon ton üretiyorduk şu anda 86 milyon nüfusumuz var hala 20 milyon ton üretiyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisinin depoları şu anda dolu. Makarnalık buğday alıp, işleyim yurtdışına makarna ve un olarak satmakla övünüyoruz. Maalesef bu yıl ihracat oranlarında yüzde 30’larda bir düşüş var. Bu türlü bir ortamda daha evvel ekmek fiyatlarını düşürmek için Toprak Mahsulleri Ofisi un sanayicisine subvansiyonlu kredi verirdi. O yolla da ekmek fiyatlarının fazla artması engellenirdi. O uygulamada da şu anda problemler var.”

“YARDIM EDİLECEK KESİM DAR VE SABİT GELİ ÇİFTÇİLERDİR”

“Üretici tıpkı vakitte tüketici. Ülkemizde tüketicilerin gelir seviyeleri ortada. Taban fiyat ortada. Emeklilerin maaşları ortada. Çiftçilerin ulusal gelirden aldıkları hisse, 1/3 oranında. Yani on bin dolarsa ulusal gelir, çiftçiler üç bin dolar alıyor” diyen Suiçmez, şöyle devam etti:

”Çiftçi aslında dar ve sabit gelirli. Çiftçi esasen maliyetlerin altında bir fiyat eline geçtiği için üretimden çekiliyor. Çiftçi nüfusu aslında yaşlı ve çiftçi kendi ürettiği bugdaydan elden edilen ekmeği maalesef köylerde bile zincir marketlerden alıyor. Dolayısı ile yardım edilecek kesim dar ve sabit gelirli olan çiftçilerdir. Bunu da yapacak olan Tarım ve Orman Bakanlığıdır, Hazine ve Maliye Bakanlığıdır, Ticaret Bakanlığıdır. Yani kamu idaresidir. Çiftçinin üreterek, tarımda kalması yerine aslında gelir seviyesi düşük olan yaklaşık bir minimum fiyat seviyesinde gelir elde eden küçük üreticilerin çoğunlukta olduğu bir ortamda çiftçiden takviye olmayı beklemek artık uygulanan tarım ve iktisat siyasetlerinin iflas ettiğinin bir göstergesidir.”

“ÇÖZÜM ÜRETİM POLİTİKASI”

Projenin uygulanmasında da problemler olduğunu belirten Suiçmez, “Çiftçi zati üretemiyor, fedakardır bu kampanyaya da katılır. Fakat ülkemizde yasal hudutların olduğu, kontrollerin olduğu yerde suistimallerin de çok olduğu bir gerçek. Yaklaşık 300 kilo buğdayı çiftçi kime verecek, çiftçilerden toplanan bu buğdaylar nerelerde depolanacak, bu buğdayı kim işleyecek, bu işlenen buğdaydan hangi fırınlar ekmek yapacak ve bu ekmeği kaç liradan dar ve sabit gelirliye sunacak? Dediğim üzere çiftçi üreticiyken ekmeğini bile zincir marketlerden alıyorken bu ücretsiz verdiği buğdaydan kaç liraya ekmek alacak? Tahlil bunlar değil, üretim siyaseti. Buğdayda dışa bağımlılığı azaltmak, Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin karını da katarak belirleyeceği bir alım siyaseti uygulaması ve girdilerde somut indirimler yapılmasıdır” diye konuştu.

“ÜRETİCİ KORUNMALI, TEDARİK ZİNCİRİ DARALTILMALI”

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Gerek üreticiyi gerek tüketiciyi koruyan tedbirlerle üretici kar ederken tüketici de daha ucuz daha sağlıklı besine erişebilir. Buğday öznesini tüm eserler için kullanabiliriz. Et, süt, mısır, zerzevat meyve olmak üzere tüm üretimde sorun varsa tüm eserlerde üreticiler sorun yaşamışsa, domates tarlada kalmışsa, bugün dönemi limonu, mandalinasını değerliye yiyorsak lakin üretici de ziyan ediyorsa tüm eserlerde tarım siyasetleri tekrar düzenlenmeli. Üretici korunmalı, tedarik zinciri kooparatiflerle daraltılmalı, tüketici geliri arttırılmalı. Hem üretici keyifli olmalı hem tüketici keyifli olmalı. Yoksa bu tıp projeler sadace kamuyounu oyalamakla kalır.”