Uzun yıllar Galatasaray muhabirliği yapmış olan gazeteci Halil Özer, Milliyet’teki yazısında Galatasaray’daki skandalları yazdı.

Özer’in yazısı şu biçimde:

‘’Galatasaray muhabirliğim mühletince kaç tane idare, lider gördüm hatırlamıyorum… Lakin bu kadar tutarsız, yetersiz, alakasız, kopuk, bihaber idareye hiç şahit olmadım.
Ne söylediklerinden ne yaptıklarından ne de birbirlerinden haberleri var…
Uzatmayalım…
Kendi divan üyeleri tarafından idarede birtakım isimlerin de dahil olduğu karaborsa olayı ortaya çıkarılır “haberimiz yok” derler, zeytinyağı üzere üste çıkarlar. Kendi üyelerini mahkemeye verirler…
Bir bahis şirketinin forma reklamını futbolcuların üstüne geçirirler, alana çıkarırlar, dünya para alırlar, ortalık yıkılınca “bilmiyorduk” derler. Yani hiç araştırmadan, sormadan, incelemeden forma reklamını almışlar…
Buna yalnızca Kadir İnanır inanır. Yani savunma inanılmaz komik…
Ama sorun yok hiçbir şey olmamış üzere devam…
Arkadan altında terör örgütü çıkan bir dönerci ile sponsorluk mutabakatı yapılır. O da bir kaç ayda patlar. Operasyon olur.
Ve Galatasaray apar topar attığı mutabakat açıklamalarını toplumsal medyadan siler, “Yok bu türlü muahede… Herkesi mahkemeye vereceğiz” der…
Ama o şirketin ismini toplu sponsor tabelasından kaldırmayı unuturlar. Üstelik kulübe yakın isimlerin günlerce ekranlarda şapır şupur o döneri yeme imgeleri de hala duruyor.
Daha bitti mi hayır…
TFF başkanı davet eder “yüzüne telefonu kapattık” manasında cümleler kullanırlar, toplumsal medyada “hayatta kabul etmeyiz” derler, fakat federasyona “tamam geliyoruz” derler…
Hangisini yazalım? Daha da problemli sponsorlar var. Fakat o kadar çok ki hafıza hudutlu…Sonuç daima inkar. İnkar komiklik seviyesine geldi. Sütte leke var onlarda yok.
Düşünsenize bu kadar çok yanılgıyı eski liderlerden Faruk Süren ya da merhum Özhan Canaydın yapacak.
Mümkün mü?
Peki bu kulüpte bin bir tantana ile hiç beklemeden 6 ay içinde Burak Elmas niçin başkanlıktan gönderildi? Altında ne var biliyor musunuz?
Çünkü menajerlik sistemini araştırmaya başladı. Giden paraların peşine düştü. Florya’dan çalınan binlerce forma için adalete başvurdu. Ve çat gitti. Davaların hepsi de kapatıldı. Divanda hepsi sümen altı edildi. Ve gariban taraftar da “Burak Elmas’ı nasıl gönderdik” diye övünüyor.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en uygun futbol muhabirlerinden birisi olan, Namık Sevik ödüllü Gürcan Bilgiç efsane bir yorum yaptı. “Galatasaray taraftarını vasatlığa alıştırıp, vizyonunu daralttılar…”
Yani sadece lig şampiyonluğuna kilitlediler. Yüzde yüz gerçek bir tespit. Onlara kabahat bulmuyorum. Elbette idarelerini kayıtsız koşulsuz korumak zorundalar. Lakin daima övündükleri tenkit kültürü yerle bir.
Sorun onlarda değil.
Sorunun kimde olduğu net belirli.
Ne diyelim bu kulübümüzün güzel bir silkelenmesi lazım. Ben batıya açılan pencereye alışmışım. O yüzden güç geliyor.
Galatasaray’ın yüzünü bir an evvel Kuzey Yıldızı’na dönmesi kural.
Yazı biraz sert oldu fakat birilerinin yazması lazım…’’