Siyasi iktidar, yargıyı otokratik idaresinin sopası olarak kullanıyor!

Tek adam rejimi anti demokratik uygulamalarında hudut tanımıyor.

Peş peşe CHP’li, DEM’li belediyelere el konuyor.

Ne acıdır ki cumhuriyetimizin savcıları bağımsız soruşturmalar yapamıyor. İktidarın sopasını daima sırtında hissediyor.

Hukuk katledilmiş. Adalet kurumuna el konulmuş ve iktidarın buyruğuna alınmış.

İktidar terörü toplumsal barışı tehdit eder nitelikte. AKP-MHP iktidarının kurduğu ‘Korku imparatorluğu’ tüm muhalifleri amaç tahtasına koymuş.

Muhalif medya RTÜK eliyle susturulmak isteniyor. Medyaya milyonlarca liralık cezalar kesilerek, çalışanlarının maaşını ödeyemez duruma getiriliyor.

Kimsenin can ve mal güvenliği yok.

Devleti yöneten takımlar iktidarın baskısı ile pasifize edilmiş.

Ekonomi berbat. Açlık, yoksulluk, mahrumlar almış başını gidiyor.

Yasaklarla ülke yönetiliyor.

Yolsuzlukların önüne geçilmiyor.

Yandaş kayırmacılığı yurttaşın canına tak etmiş.

Tahsil edilmesi gereken paralar, siyasi iktidar tarafından imtiyazlı olan 5’li çetelerin milyarlarca liralık vergi affına gidiyor.

Bir avuç zenginin kar hırsına tüm yurttaşlar kurban ediliyor.

Siyaset kurumunu çürütmüşler.

Muhalefete hakaret etmeyi iktidar sahipleri hak olarak görüyor.

Açıkçası muhalefet susturulmak isteniyor.

R.T. Erdoğan ömür uzunluğu Cumhurbaşkanlığını garanti altına almak istiyor.

Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Paneli’nde yaptığı konuşmada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e reaksiyon göstererek, “Başsavcı sana söylüyorum. Senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına kimse dayanmasın” demişti.

16 milyon İstanbullu’nun sevgisini kazanmış İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu doğru ileti vererek İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i asli vazifesine davet eden konuşması kabahat sayıldı ve hakkında soruşturma başlatıldı.

Son olarak Zafer Partisi Genel Lideri Prof. Dr. Ümit Özdağ sudan münasebetlerle cürüm isnat edilerek tutuklandı. Hem de eziyet yapılarak…

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ‘Turpun büyüğünü’ yemeye çalışıyor. Meğer bilmiyor ki yemeye çalıştığı turp ‘Turp gibi’ maşallah!

Türkiye’nin birinci partisine yargı eliyle darbe yapılmak isteniyor.

Asgari ücretliler açlık sonunun altında hayat savaşı vermeye mahkum edildi.

İşçi, memur emeklilerinin 13 milyon 500 bini açlığa terkedildi.

Kamu çalışanları yüzde 11,54’lük artırımı hakaret olarak kıymetlendiriyor.

Kamu çalışanları, yüzde 11,54’lük maaş artırımına reaksiyon göstererek ülke genelinde iş bıraktı. “Bu sistem sürdürülemez” diyen işçiler, temel muhtaçlıklarını bile karşılayamaz hale geldiklerini vurguladı.

Emekliler 14 bin 500 TL’nin altında bir maaşla açlığa terk edildi.

Yüksek enflasyon ve yeni yılla birlikte gelen yüzde 50’nin üzerindeki artırımlarla emekçi sınıfının canına okundu.

Çarşıda, pazarda yaşananlar, açıklanan enflasyon oranlarıyla bağdaşmıyor. TUİK’in geçersiz sayılarıyla halk yanıltılıyor. Açlık hududunda yaşamaya zorlanan milyonlar, bu sistemin sürdürülemez olduğunu haykırıyor.

Kadın cinayetlerinin önüne geçilmiyor.

Yurttaşlar cinnet halinde.

Esenyurt Belediye Lideri Prof. Dr. Ahmet Özer’e yeni cürümler isnat edilerek ikinci kere tutuklandı.

Seçmenin yüksek teveccühü ile seçilen Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat zulüm niteliğinde muameleye tabi tutularak cezaevine gönderildi.

Mersin/Akdeniz DEM Partili Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız ile eşbaşkanı Nuriye Aslan’ı terörle alakalı oldukları argümanıyla tutukladılar.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk terörle bağlantılı olduğu münasebeti ile misyondan alındı, yerine kayyum atandı.

Hatta siyasi iktidar, bir köy muhtarına kayyum atayacak kadar kantarın topunu kaçırdı.

Sonra ne oldu?

Ahmet Türk, Abdullah Öcalan ile ilgili başlatılan diyalog sürecinin kıymetli bir aktörü olarak kabul edildi. Bir diplomat olarak görevlendirildi.

Bu ne yaman çelişki diye adama sormazlar mı?

Tam bir keşmekeşlik!