Halk TV Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasına, 4 Halk TV habercisinin gözaltından haftada 3 gün isimli denetim koşulu ve yurt dışı yasağı ile özgür bırakılmasına yol açan haberin hikayesini hatırlayarak, ilerleyelim…

***

Belirlenen 3 eksper varken, tek imza ile hazırlanan rapora dayanılarak kayyum atanan Esenyurt Belediyesi örneğini veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi hakkında yürütülen davalarda da uzman raporları hazırlayanın tıpkı kişi olduğunu açıklamış ve ismini ifşa etmişti.

***

Hukukçu Prof.Dr. Adem Sözüer, özenilecek bir gazetecilik sergileyen Barış Pehlivan’ın savların odağındaki uzman ile yaptığı görüşmenin yayınlanmasına ait yorumu; “Bilirkişinin karşılık ve düzeltme hakkını kullandırdılar” oluyor.

Sözüer tüzel değerlendirmesinde “Bilirkişinin hata boyutuna ulaşan tarafsızlığı soruşturulmuyor. Haber yapan yargılanıyor” ikilemine dikkat çekiyor.

***

Mağdurların hak, hukuk, adalet taleplerini lisana getiren medyanın haber trafiği; son günlerde Vatan Emniyet, Çağlayan Adliye, Silivri Cezaevi ortasında geçiyor. Tutukluluklara yönelik yapılan değerlendirmeler iktidar ve muhalefet bloğunda birtakım çatlaklar ortaya çıkarmıyor değil.

İktidarın sesini yansıtan kesitten kimi muharrirler, siyasetçiler muhalif kanadın gözaltına alınma süreçlerine ve tutuklanmalara yönelik itirazlarıyla ortaklaştı.

Bunun en somut örneğini, biri tutuklu Halk TV habercilerine yönelik yapılan yorumlarda farklı yaklaşımlar olsa da benzer eleştirilerde gördük.

***

Gazeteciler Cemiyeti X hesabından 30 Ocak tarihli paylaşımında, “Halk TY GYY Suat Tektaş’ın tutuklanması kabul edilemez! Kanunların keyfi kullanımı, tutuklamanın cezaya dönüşmesi artık sona ermeli. Görünen o ki şartlar ağırlaşacak, baskılar artacak. Her şartta meslektaşlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Halk TV ve Suat Toktaş yalnız değildir” bildirisi verdi.

Halk TV için eleştirel ve bağımsız medya tarifi yapan Medya Omdusmanı Faruk Bildirici’nin yine yönlendirdiği Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)’nin “gazetecilik hata değildir” eklentisi ile paylaşımı da şöyle:

“Basın toplantısını haber yapan gazeteciler hakkında açılan soruşturmalar; meslek sorumluluğu ile röportaj yapanlara gözaltılar… Basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına ve mesleğimize yönelik bu ağır akınlar asla kabul edilemez.”

***

Tunç, gazetecilerinin gözaltına alınmasıyla ilgili soru üzerine şu açıklamayı yapmıştı:

“Gazetecilik faaliyeti ile kimse gözaltına alınmaz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma var. Uzman ile yapılan bir telefon görüşmesi var. Karşı tarafı görüşmesini müsaade almadan yayınlarsanız kabahat olur.”

***

Gazetecilik faaliyetinden üretilen dava konusunun ayrıntılarına girmeyeceğim. Ele alınmasında eksik kalındığını düşündüğüm bahis şudur:

6. defa cezaevi yolu gösterilmeye çalışılan Pehlivan’ın kimliğini tabir ederek kendine ulaştığında; Türkiye’nin gündemine oturan uzman, bir gazeteci ile konuştuğunun farkında olacak yetkinliktedir ve gazeteciyle konuşması sırasında “Yayınlamayın” uyarısı yapmamıştır.

***

Bugüne kadar gazetecilik etiği çerçevesinde ele alınan bir konun terör savcısı tarafından sorgulanmasına takılmayanların; gündemi takip eden alandaki habercilerin sıklıkla deneyimlediği bir hususun ne kadar yabancısı olduklarını görüyorum.

Net 30 yıldır Türkiye’nin en çok satan gazetelerinde gündem oluşturan bir köşe muharriri ve muhabir olarak bu satırları yazıyorum.

Çağdaşım olan gazetecilerin tecrübeleri de benden farklı değildir.

***

Yöneticisi olduğu kurumda yayınların sorumluluğunu üstlenen Suat Toktaş, “Arkadaşlarım içerideyken ben burada duramam” diyerek “kurum bildirisini” yazan ve cezaevi çantasını hazırlayıp; Pehlivan’ın eksper ile görüşmesini yayına veren Halk TV Program Koordinatörü Kürşat Oğuz ile birlikte polisler tarafından gözaltına alınmayı bekliyor.

Yine gazetecilik mesleğimi hatırlatarak vurguluyorum: Habercilik prensiplerine bağlılığına güvendiği çalışma arkadaşlarının sorumluluğunu üzerini alarak, cezaevine girmeyi göze alan bir yayın yönetmeni olması da Toktaş’ı basın tarihinde “biricik” yapıyor.

***

Silivri Cezaevi “kırsalında” Halk TV kamerasına açıklama yapan Ayşe Toktaş, eşini “Sadece sorumluluğunu kabul etti! Keskin ve ölçülebilir bir argüman da olsa karşı tarafın fikrini daima önemser. İtimatla bilgi teslim edilecek bir insandır.” cümleleri ile tanıtıyor.

Ayşe Toktaş 38 yılını bu meslekte geçirmiş olan eşinin en bedel verdiği şeyin “Meslek ahlakı, haber namusu” olduğunu ekliyor.

***

Halk TV kuruluşunda “Yalnız değilsiniz” sloganını bulan Toktaş, “kişiler ortasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” ile “bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla gözaltına alınan meslektaşları Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker’in yanında durarak, kanalın ilkesel duruşunu da doğrulandı.

***

Yargının siyasallaştığı global sistemde, merkezi kriz (devletlerde yönetişim krizleri) saptaması yapan Araştırmacı Bekir Ağırdır, 11 metropolde evlenme çağında gençlerin evlenme, çocuk sahibi olma kararlarının siyasi iklimden etkilendiğini vurguluyor.

30 Ocak günü “Yeni Bir Sabah” programına çıkan Ağırdır “2016 yılında siyasal kimlikle, tüketim alakasını araştırdığımız anket çalışmasında; temel demografi tercihlerinin siyasal iklimden etkilendiğini gördük. Toplum bu kadar karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalınca irrasyonel-komplocu fikirleri kabullenmeye hazır hale geliyoruz” diye devam ediyor.

***

Önceki akşam Halk TV’ye konuk olan CHP milletvekili ve ekonomist Prof.Dr. Ümit Özlale’nin “Bugün asıl gündemimiz hukuktur; ekonomik meselelerin tahlili kolaydır” kelamı, siyasi iklime dikkat kesilmemizi gerekli kılıyor.

Türk toplumunun komplolara teslim olmamasının teminatı basın ve tabir özgürlüğüdür. Gerçekler fakat ters fikirlerin özgürce tartışılması ile aydınlığa kavuşur.