Seçimi kazandı lakin Friedrich Merz’in Başbakan olması vakit alacak. Alman siyaseti açısından doğal bir durum bu. Tek başına hükümet kurması kolay görünmüyor çünkü. Lideri olduğu Hıristiyan Demokrat İttifakı (yani CDU/CSU) öbür partilerle koalisyon görüşmeleri yapacak evvel. Uzlaşabilirlerse başbakanlığı katılaşacak. Yani vakit var daha.

Ama artık Almanya, sosyaldemokrat bir idarenin akabinde muhafazakar bir hükümetle yönetilecek tekrar. Fakat bu 2021 yılına kadar tam on altı yıl boyunca iktidar olan Angela Merkel’inkinden farklı bir muhafazakar hükümet olacağa benziyor.

Farklılık öncelikle kendini mültecilerle ilgili tavırda gösterebilir, örneğin. Merz, daha geçtiğimiz ay çok sağcı AfD’nin takviyesiyle yeni göç önlemleri konusunda parlamentoyu oldukça zorlamıştı. İktidarken dediğini yapma talihini bulabilir bu defa. Bu Merkel’in mültecileri kabul etme eğilimine karşıt.

Merz de Donald Trump üzere ne yapacağı muhakkak olmayan bir siyasetçi, Almanya’nın nükleer güç siyasetinde değişiklik yapabilir üzere görünüyor. Çin konusunda daha şahin bir politikayı benimsemesi, AB ticaretini desteklemek için Alman-Fransız eksenini yine oluşturması da pek mümkün.

Trump’ın AB ile münasebetleri germesinden sonra savunmada ABD’nin koruyuculuğundan yoksun kalma hissi yaşayan Avrupa’da ABD’siz bir kuvvet yaratma eforları tekrar gündeme geldi, malum. Merz tam da bu tartışmaların ortasında gelmiş olacak vazifeye. Seçimlerden iki gün evvel Avrupa’nın ABD’siz de kendini savunmaya hazır olması gerektiğini söylemişti bir röportajında. “Donald Trump’ın NATO’nun karşılıklı savunma taahhüdünü artık şartsız olarak yerine getirmeyeceği ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız” diyen Merz, Almanya’nın Avrupalı müttefiklerinden nükleer muhafaza isteyebileceğini de ima etmişti. Şu sözleri çarpıcı değil mi sizce de? “Avrupa’nın iki nükleer gücü olan İngiliz ve Fransızlarla nükleer paylaşımın ya da en azından her ikisinin nükleer güvenliğinin bizim için de geçerli olup olmayacağı konusunda görüşmeler yapmalıyız”.

Merkel bilindiği üzere Ukrayna’ya Taurus seyir füzelerinin gönderilmesine mani koymuştu. Merz bu mahzuru kaldırmaya hazırlanıyor. Almanya’nın güç siyaseti yenilenebilir güç yatırımlarını hızlandırma üzerine heyeti. Nükleer reaktörleri kapatmış, Rusya’dan ithal edilen gazı öbür merkezlerden sağlamaya odaklanmıştı. Merz de yenilenebilir güçlerin hepsini kullanma vaadi vermişti. Nükleer güce de Scholz’dan daha sıcak bakıyor bu ortada. Bu atom gücü konusundaki tabuyu yıkması demek bu.

Alman medyasındaki yorumlara nazaran ülke tarihinin en Amerikan yanlısı Alman lideri olan Merz, üç zorlukla karşı karşıya olduğu bir periyotta hükümetin denetimini ele alacak. Bu üç zorluk; ulusu bir ortada tutmak, Avrupa’nın savunmasını güçlendirmek, ABD ile ittifakın daha fazla yıpranmasını önlemek.

Merz’in seçim slogan yaptığı “yeniden gurur duyabileceğimiz bir Almanya” inşa etme kelamını yerine getirmek için çok çalışması gerekecek. İki yıl üst üste yaşanan sakinliğin akabinde, dünyanın üçüncü büyük iktisadı bir çöküş içinde zira. Acil toparlanma için de çok az umut var.

Merkez sol geriledi Merkez sağ ile bilrikte çok sağ AfD büyük zafer kazandı. Ancak bu seçimin benim yüzümü güldüren tarafi Sol Parti’nin federal meclise 65 milletvekili yollaması oldu.

Merz uzlasmayı sağlayıp başbakan olduğunda 2021’e kadar sürmüş olan muhafazakar hükümetten farklı bir muhafazakar hükümet göreceğiz özetle.

Merz de ABD’li Cumhuriyetçilere benzemeyen Trump üzere Alman muhafazakarlara benzemeyen bir muhafazakar.

Daha yeterli anlayacağız ne olduğunu yakında.

Ama kesin olan şu ki, bugüne kadar görülen en Amerikanci başkan.