Dinçer Gökçe ‘Yenidoğan‘ çetesine ait bir savla ilgili haber sürecinde gözaltına alınan gazeteciler ortasında. Avukat İrem Çiçek, Cuma günü Twitter (X) hesabından bir tweet paylaştı. ‘Yenidoğan Çetesi’ soruşturmasına bakan savcının dosyadan el çektirildiğini argüman etti.

Çiçek’in tezi birçok haber sitesinde haberleştirildi.

ADALET BAKANLIĞI YALANLAYINCA REVİZE EDİLMİŞTİ

HalkTV de avukat İrem Çiçek’in bu savını Adalet Bakanlığı’na sordu. Adalet Bakanlığı’nın iddiayı yalanladığını haberleştirdi. Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe haberin revize edildiğini ve hakikat olmadığını da toplumsal medya hesabından paylaşmıştı.

Dinçer Gökçe tezin yalanlandığını açıklamasına karşın, iddiayı haberleştiren öbür sitelerin Yazı İşleri müdürleri ile birlikte bugün gözaltına alındı.

Anadolu Ajansı soruşturmanın münasebetini “toplumda adalet hissini zedelemeyi amaçladığı”, devletin kurumları aşağılandı”, “yanıltıcı bilgi alenen yayılarak yargıdaki kamu görevlilerine karşı iftira” hataları işlendi” diyerek duyurdu.

‘ORTADA KABAHAT YOK, GÖZALTI VAR’

Dün akşam konutundan gözaltına alınan Dinçer Gökçe geceyi nezarethanede geçirdi. Evraktan el çektirildiğini tez eden avukat İrem Çiçek de soruşturmadaki isimlerden biri.

İddianın sahibi Çiçek bugün bir tweet daha attı. “Ortada hata yok fakat söze çağırmak yerine gözaltı ve yakalama var” dedi.

TGC: GÖZALTI KARARI HAKSIZ VE HUKUKSUZDUR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti‘nden (TGC) de hususla ilgili bir açıklama geldi.

“Her fırsatta gazetecilerle yönelik haksız gözaltı kararlarıyla aslında toplumda adalet duygusu zedelenmektedir.

Bu savla ilgili olarak Adalet Bakanlığı’nın savcının misyondan alınmadığına yönelik açıklaması internet sitelerinde yer almıştır. Adalet Bakanlığı’nın haberleri tekzip etmesi yeterliyken gözaltı kararı, haksız ve hukuksuzdur.

‘GAZETECİLERİ GÖZALTINA ALMAK İÇİN YENİ BİR FIRSAT’

Bu olayın gazetecileri gözaltına almak için yeni bir fırsat olarak kullanıldığı izlenimini doğmuştur. Meslektaşlarımız bir an evvel özgür bırakılmalıdır. Gazetecilik hata değildir. Basın ve kanıyı söz özgürlüğüne yönelik müdahalelerden vazgeçilmelidir.”