İktidar, 31 Mart mahallî seçimlerini kaybettikten sonra CHP’ye karşı taarruza kalktı.

Bir yandan idari kararlarla CHP’li belediyelerin kaynaklarını kesmeye yönelirken öbür yandan da yargı kararlarıyla belediye liderlerini tutuklamaya başladı.

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Lideri İstek Akpolat cezaevinde.

Haklarında şimdi iddianame hazırlanmış değil.

Ancak liderlere mahkûm olmuşlar üzere cezaevinde ceza çektiriliyor.

Türkiye dün sabah yeniden CHP’li belediyelere operasyon haberiyle uyandı.

İstanbul’da 9 ilçe belediyesine yapılan operasyonda 2 belediye lider yardımcısı ve 7 belediye meclis üyesi gözaltına alındı.

Gerekçe “kent uzlaşısı” olarak gösterildi.

İktidar, CHP’yi, DEM Parti’yle kent uzlaşısı yaparak PKK’lılara belediyeye yerleştirmekle suçluyor.

İşin garip tarafı şu ki tıpkı iktidar PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın sağlanacak uzlaşma çerçevesinde açıklama yapmasını bekliyor.

“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” denilecek bir durum.

Öcalan’la süreç başlatmak hata değil, lokal seçimlerde kent uzlaşısı yapmak suç!

CHP’li belediyeleri hizmet veremez duruma getirmeye çalışan iktidarın öteki hedefi anamuhalefet partisinde iç arbede çıkarmak.

Bu gayeyle CHP’ye kurduğu son tuzak, Özgür Özel’in genel lider seçildiği 2023 CHP Kurultayı’nı “şaibeli kurultay” ilân etmek oldu.

Bu kurultayı şaibeli ilân etmekle de kalmadı, soruşturma da açtı.

Soruşturmanın münasebeti ise kurultayda birtakım delegelerin “para karşılığı oy kullandığı” savı.

Soruşturma yeni de değil.

Bir yıl evvel, Ocak 2024’te açılmış.

Dönemin CHP Bursa İl Başkanı, kendisine karşı yöneltilen, parayla oy kullandırma savı karşısında savcılığa başvurmuş. Bursa Savcılığı yetkisizlik kararı verip belgeyi Ankara’ya göndermiş.

Ankara’da bir yıl bekleyen evrak artık canlandırılıyor ve soruşturma açılıyor.

Söz konusu kurultaya “şaibeli” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan.

Bu argümanını birkaç defa tekrarladı.

Son olarak Manisa Vilayet Kongresi’nde şöyle dedi:

“2 sene öncesini hatırlayın. Eski genel liderlerini yere göğe sığdıramıyorlardı. Daima övgü yağmuruna tutuyorlardı. ‘Türkiye’yi kurtaracak adam’ dedikleri Bay Kemal’i bir günde istenmeyen adam ilan ettiler. Şaibeli bir kurultayla Bay Kemal’i partiden tehcir ettiler.“

Erdoğan’ın bu iddiayı sık lisana getirmesi üzerine de CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin yeni Genel Lideri Özgür Özel’in Erdoğan’a cevap vermesini istedi.

Özel ise “yanıt vermeye değmez” diyerek Kılıçdaroğlu’nun genel lider seçildiği kurultay hakkında da savlar ortaya atıldığını lakin Kılıçdaroğlu’nun karşılık vermeye paha görmediğini anımsattı.

İktidarın gayesi çok aşikâr; 2023 Kurultayı’nı şaibeli ilan edep soruşturma açarak eski ve yeni idare taraftarları ortasında arbede çıkarmak. Bir öbür emeli da iddialarla kurultayda Divan Başkanı olan Ekrem İmamoğlu’nu da yıpratmak.

Nitekim soruşturma açıldıktan sonra Kılıçdaroğlu ve devrin küme lider vekili Akif Hamzaçebi’nin sanık sıfatıyla tabire çağrılması da dikkati cazibeli.

İktidar, Kılıçdaroğlu ve Hamzaçebi’nin savcılığa gidip, “evet bu kurultay şaibelidir, delegelere parayla oy kullandırılmış” diyerek Özel’le hengameye girişmelerini bekliyordu.

Tuzak buydu.

Ancak Kılıçdaroğlu da Hamzaçebi de bu tuzağa düşmediler.

Savcılığa gitmeyeceklerini bildirdiler.

(Kılıçdaroğlu kelam konusu kurultaydan iki hafta sonra bu tezlerle ilgili açıklama yapmış ve “partimizin ve delegelerimizin yıpratılmasına asla müsaade vermem” de demişti.)

Kılıçdaroğlu, Özel’i, Özel de Kılıçdaroğlu’nu suçlamadı.

Özel de bu tuzağa düşmedi.

Durum buyken, Kılıçdaroğlu’nu, “Özel’in seçildiği 2023 kurultayını yargıya taşıdı” diye suçlamak haksızlık.

Bu tam da iktidarın beklediği bir yaklaşım.

Bu suçlama Kılıçdaroğlu ile Özel’i hengame ettirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek manasına geliyor.

CHP’ye yakın yorumcular iktidarın kurduğu bu tuzağın farkına varmalıdır.

CHP bir yandan parti içi demokrasiyi işletirken başka yandan iktidara karşı tek beden olmayı başarmalıdır.