Cem Yılmaz ve Halk TV, Vaşington’dan Cem Yılmaz geçti.

Türkler kendisini seviyor ve gösterisine da ilgi gösterdiler.

Kendisi beni affetsin. Gösterisine gitmedim.

Ayrıca Covid-19’dan muzdaribim.

Ama gitmemiş olmam kaynaklarım olmadığı ve beşerlerle konuşmadığım manasına gelmez.

Ve Halk TV’nin kulaklarını çınlatacağını bilsem giderdim.

Elbette kendisinin yazdığı esprilerinin patent hakkına ve gösterisine hürmet içerisinde, haber niteliğinde bir yazı bu…

***

Vaşington Türk toplumu Pazar günü Hamsi Şenliği akabinde akşam da Lisner Auditorium’da Cem Yılmaz’a koştu.

Kendisi yıllar evvel geldiğinde, yani 9 sene evvel izleyenler, bu sefer çok daha yeterli bulduklarını söylediler.

“Muhteşemdi” dediler.

Salonun iki ucunda öteki renkler, tipolojiler, Türk toplumundan her “görünümde” profiller…

Şov “Cem Yılmaz 2024” olarak geçiyor.

***

Cem Yılmaz bu defa Amerikada şanslı.

9 sene evvelki üzere sıcak kahve uyarısı üzere esprilere gereksinimi yok.

Zira Amerika Birleşik Devletleri siyaseti de bir güldürü.

Yani burada da gereç çok.

Cem Yılmaz da buradaki gidişattan hayli keyifli olduğunu göstermiş…

Yani bu defa Amerika’nın sahiden bizi kıskandığı, örnek aldığı kesin…

Siyasete girmek istemeyen Yılmaz, istemeden de olsa buralardan ilham alıyor.

İktidara birtakım tenkitler yapan Yılmaz; yalnızca iktidarı eleştirerek olmayacağını, çok uzun iktidar periyodunda şikayetlere karşın değişim olmuyorsa bunda muhalefetin de hissesi olacağını usturubu ile anlatmış.

Halk TV’yi de bu ortada anmış.

***

İzlemediğim bir gösterisi haber kaynakları üzerinden yazmak elbette güç.

Zira herkesin yorumu, baktığı yer birbirinden farklı.

Ancak konuştuğum kimi gazeteci arkadaşların tabirleri Cem Yılmaz’ın neler dediğinden daha değerli.

Esprilerin balansına dair soru sorduğum bir meslektaşım “bu haber Ak Parti’ye fayda, ben bu türlü bir şeye alet olamam” dedi.

Ülkede ne yapılsa Ak Parti’ye yarayacağı fobisi var.

Ve muhalefet de Ak Partili.,Hatta Halk TV de Ak Parti’ye çalışıyor.

Algı ve iklim bu.

Bunu ima eden arkadaşa kanalın genel yayın yönetmeni Suat Toktaş’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu ile ilgili davalarda eksperle yapılan görüşmeyi yayınlamaktan Silivri’de olduğunu, 4 Mart’ta duruşması olduğunu hatırlatmak durumunda kaldım.

Konuştuklarımdan “Cem Yılmaz Ak Parti’yi şöyle eleştirdi” diye haber yapılsa başına iş açılacağını, dönüşte söze çağıracaklarını söyleyen oldu.

“Muhalefeti eleştirdi” diye haber yapılsa bunun da Ak Parti’ye yarayacağını…

“Yok artık” desem Amerika’da yaşadığım için Amerikalı bir optimist olduğumu söylüyor bazen Türkiye’de yaşayan birtakım meslektaşlarım.

Ama gerçek şu ki siyasetçi denen çeşidin hepsi birbirine benziyor.

Ve Yılmaz’ın bununla ilgili süper bir taksi esprisi var. (Spoiler yok).

***

İşte bu ahval ve şerait içinde İmamoğlu CHP’nin cumhurbaşkanlığı ön seçiminde adaylığını resmileştiriyor.

Mansur Yavaş ise ön seçime katılmıyor.

Imamoğlu’nu maksat alan 6 dava var.

Türkiye siyasetinden gerçekten anlayanlara nazaran; engellenme ihtimali çok yüksek.

Bana nazaran değil.

Ne de olsa Amerikadan bakan bir iyimserim.

Buranın havasına nazaran konuşmam normal…

Tek çıkışı halkı kazanmak ve anketlerde farklı üstünlük sağlamak.

Yoksa Cem Yılmaz’ın dediği üzere bu da muhalefetin cürmü olarak kalmaya devam edecek.

Türk milleti başkan seçiminde tahminen de Recep Tayyip Erdoğan’a benzeyeceği öngörülen yahut benzeri karakterlerden hoşlanıyor.

Fark etmez.

Erdoğan izlediği siyasetle yalnızca ondan çekindiğini gösterdi.

Bu da onu doğal rakip yaptı.

Bugünün gerçeği budur.

Vaktiyle Erdoğan’dan da çekiniliyordu ve o da engellenmişti.

Kimilerine göreyse bunların hepsi sevdaya -lider hazırlamaya- dahil…

***

Tabi bir başka gerçek iktisat.

Önce iktisat düzelecek ve yine para dağıtma imkanı olacak.

ABD Başkanı Trump ile ilişki geliştirilecek. (Bu ortada Vaşington Büyükelçisi Sedat Önal Salı günü Dışişleri siyasi işler müsteşar vekili Lisa Kenna tarafından bakanlıkta ağırlanacak.)

İş çok.

Bunlar olmadan seçim olmaz!

***

Özetle 90 Events – Şahmeran paydaşlığı ile şahane Cem Yılmaz tertibi Vaşington’da başarılı olmuş.

Yılmaz Türkiye’de işlerin uygun olduğunu, asıl biz Amerikalı Türklerin kendimizi düşünmesi gerektiğini hatırlatmış.

Ona teşekkür ediyoruz!

Türkiye’deki durumu Ak Parti idaresindeki bir Türkiye olarak mı kıymetlendirmeli yoksa muhalefeti CHP olan bir Türkiye olarak mı kıymetlendirmeli onun yorumunu da izleyiciye bırakmış anladığım.

Yılmaz Çarşamba akşamı da Miami Jackie Gleason Theater’da sahne alıyor.

Kaçırmayın.

Ben kaçırdığıma nitekim üzüldüm.