İsmail Pehlivan

“sana düşman, bana düşman
düşünen beşere düşman
vatan ki bu insanların konutudur sevgilim
onlar vatana düşman”
Nazım Hikmet Ran

Siyasi iktidar adeta cadı avına çıkmış durumda… Ne vakit ne yapacağı aşikâr olmayan, hesapsız kitapsız bir biçimde kendine muhalif olan her kim varsa gözdağı vererek sindirmek istiyor. Gözaltına alıyor yahut tutsak ediyor.

Türkiye halkı Cumhuriyet tarihinde birinci sefer kendinden olmayan herkese düşman bir siyasi iktidara düçar olmuştur.

Seçilmiş belediye liderleriyle başlayan cadı avı; işi gazetecilik olan ve gerçek haberin peşinde ömrünü harcayan gazetecilere kadar geldi dayandı.

Aylardır siyasi iktidarın ve ortağı MHP’nin gaye tahtasında olan Halk Tv’ye yapılan operasyondan anlaşılıyor ki bunlar kaybettikçe ve tüm yolsuzlukları, palavraları, hırsızlıkları ortaya döküldükçe ne yapacaklarını şaşırmış bir ruh haline dönüştüklerine şahit oluyoruz.

Sevgili Barış Pehlivan, Seda Selek ve sorumlu müdürümüz Serhan Asker ne yapmışlar? Gazetecilik! Zira işleri gazetecilik. Hatası ise gerçek habercilik! Bu halkın gözü, kulağı, sesi olan gazetecileri sudan mazeretlerle kanala yapılan baskınla gözaltına alındılar. Hele hele sevgili Seda Selek’in giysilerini bile değiştirmesine müsaade vermediler. Meskenine baskın yaparak, spor salonundan çağrıldığı halde konuta gelen Seda’yı eşofmanlarıyla apar topar emniyete götürdüler. Güya yangından mal kaçırıyorlar!
Ne acıdır ki gerçek haberciliğin kabahat sayıldığı bir devirden geçiyoruz.

Halk TV Genel Yayın Yönetmeni çok öz bir bildiri gönderdi:

“Halk TV her gün bu halka ekranlardan ‘Yalnız değilsiniz’ diyor. Artık sıra sizde. Halk TV’yi yalnız bırakmayın.”

Gazeteci arkadaşlarımız Barış, Seda ve Serhan çağrıldığı vakit hiçbir kasvet yaratmadan savcılığa yahut emniyete gidecekken ve Barış avukatı ile söze gidip geri gönderilmesine karşın baskın düzenleyerek gözaltına almaları bir vahamete işaret ediyor.

Barış gözaltına alınırken yanında duran, davet edildiğinde çabucak gidebilen sevgili Suat ve Kürşad’ın tutuklanmasını istemek de tıpkı vahametin sonucu.

Türkiye’nin en çok izlenen ve referans gösterilen kanalın genel yayın direktörünün tutuklanması da yeniden tıpkı tehlikeyi işaret ediyor. Bu yüzden Halk TV’nin izleyicisi Halk TV’ye “Yalnız değilsiniz” demeli. Halk, Genel Yayın Yönetmenimiz Suat Toktaş’ın özgürlüğüne kavuşana kadar kimsesizlerin sesi olan kanalının yanında olmalı.

Tabi, bu İslamofaşist iktidarın gerçek emelini biliyoruz. Halkın haber alma hakkını elinden almak istiyorlar. Yani asıl maksat Halk TV. Gayeleri Halk TV’yi susturmak!

Biliyorlar ki Halk TV susarsa Türkiye susar! Bilsinler ki bu hoş halkın dayanağı olduğu sürece hiçbir güç Halk Tv’yi susturmaya gücü yetmez, yetmeyecektir.

Bunlar kantarın topunu güzelce kaçırdılar!

Çıldırmış bir vaziyette sağa-sola saldırıyorlar.

Adalet kurumunu art bahçesine döndürdüler.

Cumhuriyetimizin saygın savcılarını buyruk kulu yaptılar.

Yargıçların yakasına yapışmış, bırakmıyorlar.

Bağımsız yargıyı bağımlı hale dönüştürdüler.

Hukuku guguka çevirdiler!

Tüm bu aksiliklerle yurttaşların sabrını zorluyorlar.

Türkiye halkının bu keşmekeşliğe dayanacak halleri kalmadı.

Bunlar ‘Geldikleri üzere gidecekler!’ Dilerim ülkemizi uçurumdan atmaya fırsat bulamazlar.