İstinafın bozma kararının akabinde Adnan Oktar’ın da ortalarında bulunduğu 19 sanık hakkında “resmi dokümanda sahtecilik“, “resmi belgeyi bozmak ve yok etmek“, “kaçakçılık“, “nitelikli dolandırıcılık” ve “kara para aklama” kabahatleri istikametinden tekrar görülen davada karar açıklandı.

Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, öbür cürümden hükümlü bulunan Adnan Oktar ve 14 sanık ile sanık avukatları katıldı. Birtakım sanıklar ise duruşmaya Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Esasa ait mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, 4 Kasım 2013’te Haydarpaşa Limanı’na gelen 21 konteynerin sanık Özkan Mamati’nin beyanına nazaran Çin’den çıkışı evresinde tüm evrakların imha edildiği, yerine yeniden kendileri tarafından Çin’de kurulmuş TGL HKN lojistik firmasınca uydurma evraklar oluşturulduğu anlatıldı.

Sanıklar Özkan Mamati, Uğur Şahin, Çağlar Keşkek, Ayşe Osma, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Fatma Ceyda Ertüzün, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, Yeliz Aksoy, İbrahim Tuncer, Sinem Hacer Tezyapar, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Murat Yeşiltuna, Tarkan Yavaş, Adnan Oktar ve Ulviye Didem Ürer’in fikir ve eylem birliği içinde ”resmi dokümanda sahtecilik” ve ”Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet” aksiyonlarında bulunduklarından bahisle yapılan yargılamalarda uzman eksper tarafından hazırlanan rapora nazaran, yargılamaya husus beyannamedeki eserlerin fiziken yurda geldiği kırmızı sınır kriterine nazaran süreç tesis edilerek hür sirkülasyona girdiği, eserlerde eksik-fazla çıktığına yahut evrak uyumsuzluğuna dair bir tespitin yapılamadığı aktarıldı.

Mütalaada, “kaçakçılık” ve “resmi evrakta sahtecilik” cürümlerinin yargılaması yapılan evraktan tefrik edilmesi talep edildi.

“KAÇAKÇILIK DİYE BİR ŞEY YOK, ALENEN BİR KUMPAS VAR”

Mütalaaya karşı savunma yapan Oktar, “Arkadaşlarımız hususları anlatıyorlar fakat karmaşık bir şey yok. Kaçakçılık diye bir şey yok. Prestij düşürmek için yapılmış alenen bir kumpas var. Ben de mehdi talebesiyim. 70 yaşındayım, trafik cezam bile yok. Birden teğe 30 tane kabahati işleten insan haline geldim. Palavra, aslı astarı yok.” dedi.

Sanık Tarkan Yavaş ise “Bu davanın, ana kumpas davasının devamı olduğunu” ileri sürerek, davada somut bir olay olmadığını söyledi.

Yavaş, Adnan Oktar’a ülkenin gereksinimi bulunduğunu savundu.

Adnan Oktar ve bir kısım sanıkların avukatı Enes Akbaş, eksper raporundaki tespitlerin yerinde olduğunu belirterek, “Bu tespitlere nazaran de müvekkillerin evrakta isnat edilen fiilleri işlemediği ortadadır. Müvekkillere isnat edilen aksiyonların kaçakçılık ve resmi evrakta sahtecilik hatalarını oluşturmadığı geç de olsa açıklığa kavuşturulmuştur. Tez makamının temel hakkındaki mütalaasına katılıyor, müvekkillerin farklı başka beraatini talep ediyoruz.” diye konuştu.

Kararını açıklayan heyet, Adnan Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer, Özkan Deniz, Fatma Ceyda Ertüzün, Murat Yeşiltuna ve Yeliz Aksoy’un “resmi evrakta sahtecilik“, “resmi belgeyi bozmak ve yok etmek” ile “kaçakçılık” kabahatlerinden başka ayrı beraatine hükmetti.

Sanık Ayşe Osma’nın “görevi berbata kullanma” hatasından beraatine karar veren heyet, sanık Çağlar Keşkek’in “kaçakçılık” ve “resmi evrakta sahteciliğe yardım” cürmünden, Uğur Şahin’in ise “kaçakçılık” cürmünden beraatine karar verdi.

Heyet, Kaçakçılıkla Uğraş Kanunu’nun 17. hususunun 2. fıkrası yeterince kaçakçılık kabahatiyle birlikte işlenen sahtecilik cürmü dışında, kaçakçılık kabahatinden açılan davaların öbür cürümlerden açılan davalarla birlikte görülemeyeceğini dikkate alarak, sanıklar hakkındaki “nitelikli dolandırıcılık” ve “kara para aklama” cürümlerinin bu belgeden ayrılmasına hükmetti.

NE OLMUŞTU?

Adnan Oktar silahlı hata örgütüne yönelik 72’si tutuklu 215 sanıklı dava, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince 16 Kasım 2022’de karara bağlanmıştı.

Mahkeme heyeti, örgüt elebaşı olduğu bedellendirilen sanık Adnan Oktar’ı “örgüt yöneticiliği”, “cinsel istismar”, “eğitim hakkının engellenmesi”, “eziyet”, “kişiyi hürriyetinden mahrum kılmak” ve “kişisel dataların kaydedilmesi” kabahatlerinden toplam 891 yıl mahpusla cezalandırmıştı. Heyet, Oktar’ı yönetici pozisyonunda bulunduğu için öbür sanıkların cürümlerinden da sorumlu tutarak, başka sanıkların cezalarıyla toplamda 8 bin 658 yıl mahpusa mahkum etmişti.

Heyet, “örgüt yöneticiliği” argümanıyla yargılanan sanıklar Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Ulviye Didem Ürer, Yeliz Cürmü, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan ve Fatma Ceyda Ertüzün’e de emsal kabahatlerden başka ayrı 8 bin 658 yıl mahpus vermişti.

Davada, 106 sanığı “örgüt üyeliği” cürmünden 4 yıl 6’şar ay mahpusa çarptıran mahkeme, 8 sanığı “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” hatasından 3’er yıl mahpusla cezalandırmıştı.

16 sanık hakkında faal pişmanlık kararları uygulayan heyet, bu sanıklara çeşitli oranlarda mahpus cezaları verirken, 67 sanık da misal hatalardan değişen müddetlerde mahpus cezası almıştı.

Heyet ayrıyeten, sanık Mert Sucu’yu “örgüt üyeliği”, “cinsel istismar”, “cinsel saldırı”, “görevini yaptırmamak için direnme” ve iki polis memuruna karşı “öldürmeye teşebbüs” cürmünden 152 yıl 5 ay mahpusla cezalandırmış, 3 sanığın belgesini ise ayırmıştı.

İSTİNAFIN KARARI

Yerel mahkemenin kararını inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf), bir kısım sanıklar hakkında “resmi dokümanda sahtecilik”, “resmi belgeyi bozmak ve yok etmek”, “kaçakçılık”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “kara para aklama” cürümleri istikametinden bozma kararı vermişti.

Ana dava belgesinden ayrılan sanıkların evrakı, istinafın misyonsuzluk kararıyla Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Öte yandan İstinaf, birtakım sanıklar tarafından ise onama kararı vererek dava evrakını Yargıtay’a göndermişti.

YARGITAYIN KARARI

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, dava kapsamında mahkemenin kararını temyiz eden 91 sanık tarafından incelemesini 10 Temmuz 2024’te tamamlamıştı.

Daire, Adnan Oktar’a, “suç örgütü kurma ve yönetme“, “cinsel istismar“, “cinsel saldırı“, “eğitim öğretim hakkının engellenmesi“, ve “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” kabahatlerinden verilen toplam 8 bin 463 yıl 4 aylık mahpus cezasını onarken, “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” hatasından verilen mahpus cezasını “dava yokluğu” gerekçesiyle bozmuştu.

Örgüt yöneticisi olduğu belirtilen sanıklardan Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Tarkan Yavaş, Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Merve Büyükbayrak, Yeliz Aksoy, Sinem Hacer Tezyapar ve Aylin Atmaca hakkındaki, “suç işlemek emeliyle örgüt kurma ve yönetme” kabahatlerinden verilen mahpus cezaları da onanmıştı. Daire, örgüt yöneticisi kabul edilen bu şahısların Türk Ceza Kanunu’nun “Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün hatalardan ötürü ayrıyeten fail olarak cezalandırılır.” kararı yeterince Oktar’ın işlediği cürümler tarafından verilen mahpus cezalarını ise “yetersiz gerekçe” nedeniyle bozmuştu.

Örgüt üyesi kabul edilen 78 sanığa, “cinsel saldırı”, “nitelikli cinsel taarruz hatasına yardım” ve “kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma” cürümlerinden verilen 18 yıl 9 aydan 351 yıl 9 aya kadar periyodik mahpus cezaları da daire tarafından onanmıştı.

Daire ayrıyeten, örgüt faaliyetleri kapsamında sübut bulan hatalarda kullanıldığı ve bu hatalardan elde edildiği kabul edilen menkul-gayrimenkul eşya ile hak ve alacakların TCK’nın ilgili unsurları mucibince farklı başka müsaderesine ait verilen kararı da onamıştı.