Türkiye Psikiyatri Derneği, şov ve protesto aksiyonları esnasında yurttaşlara yönelik gözaltı ve isimli süreçler sırasında önemli hak ihlallerinin uygulandığını belirterek, bu uygulamaların bir an evvel sonlandırılması davetinde bulundu.

Türkiye Psikiyatri Derneği, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto eden yurttaşlara karşı orantısız müdahalede bulunulduğunu belirterek, yaşanan hak ihlallerinin sonlandırılması gerektiğini vurguladı.

“İNSAN ONURUNU ZEDELEYEN VE KABUL EDİLEMEZ UYGULAMALAR DERHAL SONLANDIRILMALIDIR”

Dernek tarfından yapılan yazılı açıklama şunlar kaydedildi:

“Bizler toplum sıhhati ile ilgili meslek dernekleri olarak ülkemiz genelinde büyük kentler başta olmak üzere, anayasal haklarını kullanarak şov ve protesto aksiyonu gerçekleştirmek isteyen yurttaşlarımıza yönelik direkt şiddet içeren müdahaleleri, insan sıhhatine açıkça ziyan veren kimyasal içerikli gaz ve sıvıların denetimsiz kullanılmasını, insanların hukuksuz kimlik tespiti, gözaltı süreçleri ve bu gözaltılar sırasında kanunda açıkça hata olan eziyet ve makûs muamelelere maruz kaldığı olayları büyük bir tasayla takip ediyoruz.

Yaşamakta olduğumuz periyotta gerek müdahaleler sırasında gerekse alıkoyma, gözaltı ve isimli süreçler sırasında önemli hak ihlalleri yaşandığı, eziyet ve makus muamelelere maruz kalındığı bildirilmektedir. Gözaltına alınan bireylerin isimli sıhhat muayenelerinin sıhhat kuruluşlarında, mahremiyet gözetilerek, tam ve eksiksiz yapılması yasal zorunluluktur. Ayrıyeten insan sıhhati açısından son derece tehlikeli olan kimyasal içerikli gaz ve sıvı kullanımı, cinsel dokunulmazlığı ihlal eden ve ağır ruhsal ziyanlar veren çıplak arama üzere insan onurunu zedeleyen ve kabul edilemez uygulamalar derhal sonlandırılmalıdır.”

“HAK İHLALLERİNİN SORUMLULARI TESPİT EDİLMELİ”

İşkencenin vakit aşımına takılmadığı tabir edilen açıklamanın devamında şu tabirlere yer verildi:

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, milletlerarası kontratlar ve kanunlarımıza nazaran, yasalar tarafından garanti altına alınmış demokratik hak kullanımı ya da münasebeti ne olursa olsun rastgele bir hareket sebep gösterilerek insanların ruhsal ve bedensel bütünlüklerine yönelik bilerek ve isteyerek eziyet ve berbat muameleye maruz bırakılmaları azap hatası kapsamındadır, insanlığa karşı işlenmiş cürümdür ve Türk Ceza Kanunu 94. hususuna nazaran vakit aşımı işlemeyecek formda ağır mahpus cezasını gerektirmektedir.

Yaşanılan bu hak ihlallerinin sorumluları tespit edilmeli, azap ve berbat muamele yapan bireyler ile bu bireylerin hatalarına şahit olmalarına karşın pürüz olmayan kamu vazifelileri hakkında acilen gerekli isimli idari süreçler yapılmalıdır.

Toplum sıhhati için hizmet sunan meslek mensupları olan bizler yaşananların şahitleriyiz. Maddelerin bu azap ve makus muamelelere karşı odunsuz uygulanmasının, hak ve özgürlükler açısından inançlı bir ortamın toplumsal yeterlilik hali için ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Yetkilileri, toplumun bütünlüğünü, adalet algısını, güvenlik hissini yaralayan, gençlerin kendi topraklarında inşa edecekleri geleceğe olan inançlarını sarsan her türlü hukuksuz ve şiddet içeren uygulamalara bir an evvel son vermeye çağırıyoruz.

Tüm toplumun fizikî ve ruhsal uygunluğu açısından, içinde bulunduğumuz süreçten geleceğe olan umudumuzu büyüterek geçmek ismine vücut ve ruh sıhhatini derinden etkileyen bu tıp muameleler sebebiyle ruhsal zorlanma yaşayan yurttaşlarımızdan muhtaçlığı olanlara mesleğimiz ve kamusal sorumluluğumuz ismine dayanağa hazır olduğumuzu kamuoyuna hürmetle duyururuz.”