“SUSMAMIZ VE OLAN BİTENİ KABUL ETMEMİZ BEKLENİYOR”

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Lara: “Bu hukuksuz sisteme boyun eğmeyi reddederek, ekonomik ve siyasi çıkarlarını halkın üzerinden temin edenlerin planlarını boşa çıkarmak maksadıyla boykot sürecini başlattık. Bu ülkenin gençleri olarak, susmamız, boyun eğmemiz ve olan biteni kabullenmemiz bekleniyor. Fakat biz bu beklentiyi yıkıyoruz. Haklarımızı hiçe sayanlara, hukuku kendi çıkarlarına nazaran eğip bükenlere karşı itaat etmiyoruz. Biliyoruz ki gerçek adalet, sadece mahkeme salonlarında değil; sokaklarda, meydanlarda ve hayatın her alanında talep edilmelidir.”

“ADALETİN HERKESE EŞİT HALDE İŞEMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”

Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema öğrencisi Ari: “Günlerdir alanlardayız. Yaşımız, kimliğimiz, ideolojimiz ne olursa olsun hepimiz tıpkı gaye için yürüyoruz. Bir ortadayız zira hakkın, hukukun ve adaletin herkese eşit halde işlemesi gerektiğine inanıyoruz. Açlıkla, susuzlukla, yorgunlukla sınanıyoruz ancak biz biliyoruz ki asıl imtihanımız biz ses çıkarmadığımızda başlayacak. Meskenden çıkmadan evvel içimizde tıpkı endişe: Geri dönebilecek miyim? Bu kaygılara karşın yürüdüğümüz yolları aydınlatmak için umut etmekten ve direnmekten vazgeçmiyoruz. Bütün bu çıkmazlara bir çıkış yolu bulabilmek için giriyoruz. Haksızlığa, hukuksuzluğa teslim olmamak ve adil yargılanma hakkımız için yürüyoruz. Yürümeye ve özgürlüğümüz için sesimiz kısılasıya dek sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Hiçbir baskı bizi yıldıramaz. Geri çekilmiyoruz tersine her geçen gün daha sıkı kenetleniyoruz birbirimize. ‘Hak, hukuk, adalet’ diye inlettiğimiz sokaklardan bir gün bunlara sahip olarak geçeceğiz.”

“KORKU VE BASKININ HAKİM OLMASI KABUL EDİLEMEZ”

Işık Üniversitesi Psikoloji Kısmı öğrencisi Serra: “Düşüncelerin özgürce tabir edilmesi gereken bir toplumda, kaygı ve baskının hâkim olması kabul edilemez. Hak ihlallerinin bireylerin ruh sıhhatine ve topluma verdiği ziyanları biliyoruz. Endişe, baskı ve adaletsizlik sırf bireyleri değil, tüm toplumu susturur. Bu yüzden, sesimiz duyulana kadar susmayacağız. Dersliklerimizi boş bırakıp meydanlarda buluşacak, fikirlerimizi cesurca söz edecek ve uğraşımızı sürdüreceğiz. Boykotumuz, sadece bir reaksiyon değil, özgürlüğümüze sahip çıkma kararlılığımızın bir sözüdür.”

“İSTEDİĞİMİZİ ALANA KADAR DURMAYACAĞIZ”

Medipol Üniversitesi Psikoloji Kısmı öğrencisi Sevde: “Diploma iptaliyle başlayan reaksiyonun bu kadar kısa müddette bu kadar büyümesinin en temel sebebi artık gençlerin kendilerine ilişkin bir gelecek göremiyor olması tahminen. Birçoğumuzun doğumundan itibaren maruz kaldığı AKP iktidarı çoktan miadını doldurdu, artık değişim bir seçenek değil mecburilik. Gerek akademik gerekse ekonomik boykotun hükümet için yıpratıcı olacağını biliyoruz ve sürecin hızlanmasında büyük hissesi olacağına da eminiz. İstediğimizi alana kadar da durmayacağız.”

“CUMHURBAŞKANI ADAYINI TUTUKLUYORLAR”

Ege Üniversitesi öğrencisi Uzay: “Cumhurbaşkanı adayını tutukluyorlar, diplomaları iptal ediyorlar, öğrenciler aç, işsizlik aldı başını gidiyor. Bu aksiyonlara katılma nedenimiz muhakkak. Tüm bu hukuksuzluğa karşı bir ortadayız. Bizi sokağa onlar itti. Her baskı, her müdahale bu direnişi getirdi. Bizi yıldırma siyasetleri uyguluyorlar lakin boşuna. Biz bir ortada olduğumuz sürece bize bir şey yapamazlar.”

“DEMOKRATİK HAKLARIN ENGELLENMESİNE KARŞI SES ÇIKARABİLMEK”

Ekonomi Üniversitesi öğrencisi Arda: “Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere çok sayıda muhalif insanın gözaltına alınması ve tutuklanması ile demokratik hakların engellenmesine karşı ses çıkarabilmek. Üniversite öğrencilerinin öncülüğünde başlayan protestoları ve boykotları destekliyorum, zira üniversiteler bağımsız ve bilimsel kurumlar olarak eğitim sunmak zorundadır. İktidarın üniversiteleri baskının aracı haline getirmesi kabul edilemez. ‘Diploma iptali’ diye bir şey olamaz. Tutuklanan arkadaşlarımız ve siyasetçiler şartsız hür bırakılana kadar çabamız sürecek.”

“BİZ UMUTSUZLUĞA KAPILMIYORUZ”

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Harun: “GSÜ de öteki üniversiteler üzere Saraçhane’den bıktığı için alternatif hareketler düzenleme peşinde. Bu bir kitle hareketi olduğu için farklı siyasi görüşlerin ortasında bir orta yol bulunmaya çalışılıyor. Tartışmalar olsa da şu an birlik yerinde diyebiliriz. Küçük bir okul olmamıza karşın çok gözaltı oluyor, bir arkadaşımız tahliye olurken bir oburu alınıyor. Biz ümitsizliğe kapılmıyoruz, biliyoruz ki arkadaşlarımız gerçek yolda ve en kısa müddette bizimle olacaklar. Öğrenciler, aksiyonları öğrenci aksiyonları olarak tutmakta ısrarlılar.”

“OLAY SEÇME SEÇİLME HAKKININ ELİNDEN ALINMASI”

Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Berkay: “Burada olmamızın sebebi, sokaklarda olmamızın, okulu boykot etmemizin en büyük sebebi bize yapılan haksızlıkların cezasını vermek. Zira olay yalnızca birinin yahut birkaç kişinin içeri alınması değil, insanların seçme seçilme hakkının elinden alınmaya başlanması. Şayet ki bugün sokağa çıkmazsak, bugünkü yapmamız gerekenleri yapmaz, boykotu devam ettirmez ve süreci düzgün yönetemezsek bundan sonra hiçbir seçim nitekim seçim olmayacak. Tahminen de son haklarımız, son şanslarımız, son demlerimiz…”

“DEMOKRATİK SİYASETE, TOPLUMSAL MUHALEFETE YÖNELİK BASKILARIN SON BULMASI”

ODTÜ Öğrencisi Ciwan: “Ekrem İmamoğlu’nun ve 105 kişinin gözaltına alınması ile başlayan süreç, yıllardır içimizde biriktirdiğimiz öfkeyi tutuşturan bir kıvılcım oldu. Yıllardır uyguladığı baskıyı ana muhalefete yanlışsız genişleten iktidara karşı yerleşkemizde binlerce kişilik aksiyonlarda bir ortaya geldik. Demokratik siyasete, toplumsal muhalefete ve üniversiteye yönelik baskıların son bulması emelini taşıyan yürüyüşlerimize iktidar ses bombalarıyla, TOMA’larla, kimyasal biber gazlarıyla müdahale etti. Sıra arkadaşlarımızı zıt kelepçeyle gözaltına alıp çıplak arama azabına maruz bıraktı, tutukladı.”

“GELECEKSİZLİĞE, İRADE GASPINA DİRENİŞİMİZİ BÜYÜTÜYORUZ”

Ankara Üniversitesi Öğrencisi Efe: “Hareketliliği artan öğrencilerin reaksiyonlarının salt İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik olduğunu düşünmek pek gerçek değil. Öğrenciler için bu tutuklama sadece içlerinde biriken öfkeyi aktarabilecekleri bir alan oldu. Öğrenciler daha güzel tahsil şartlarını, daha berrak bir geleceği düşlüyor. Politik açıdan hayata bakışı farkı olan arkadaşlarımızın yan yana oluşunun da buna gösterilebilecek en net sebep olduğunu düşünüyorum. Boykotlar da bu farklı politik itirazların birleşmesine ön ayak oldu. Birbirimizden kopuk olduğumuz kampüslerimizde daima birlikte bir şeyler üretiyoruz. Süreç uzun vakittir uzak kaldığımız dayanışma hissinin pekişmesini sağladı, hem yerleşkemizde sıra arkadaşlarımızla hem de boykotta olan öbür kampüslerle dayanışma halindeyiz. Geleceksizliğe, irade gaspına ve baskılara karşı kampüslerimizdeki açık derslerle, forumlarla, pankart atölyeleriyle direnişimizi büyütüyoruz.”

“SESİMİZİ DUYURMAK İÇİN BİZE LEGAL BİR ARAÇ SAĞLIYOR”

Bilkent Üniversitesi Öğrencisi Ece: “Son periyotta yaşanan politik gelişmeler ve ekonomik zorluklar nedeniyle Ankara’da düzenlenen protesto ve boykotlara katıldım. Ekrem İmamoğlu’nun da ortalarında bulunduğu 106 kişinin gözaltına alınması, halkın ve hasebiyle biz öğrencilerin iradesine yönelik önemli bir darbe. Bu durumu protesto etmek, hakkımızı aramak maksadıyla günlerdir yerleşkelere, sokaklara çıkarak ses yükseltiyoruz. Yaptığımız boykot ve protestolar da sesimizi duyurmak için bize yasal bir araç sağlıyor. Bunu yer yer derslerimize gitmeyerek, yer yer sokakta arkadaşlarımızın yanında durarak yapıyoruz. Şiddet varsa, müdahale varsa ders yok diyoruz, gitmiyoruz. Bu taarruzlar bize karşı yapılırken yanımızda durmayan, bize kapı kapatan, teröristlikle suçlayan her bir oluşumu da boykot ediyoruz. Biz ne polise ne ülkemize ziyan vermek niyetinde değiliz; biz yalnızca elimizden alınan haklarımızı korumak, memleketimizi kimsenin eline bırakmak istemiyoruz. Bu yüzden kampüslerimizde de sokaklarda da boykottayız.”