80 kilometre yol yürüyen maden emekçileri ve ailelerinin yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Lider Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP Milletvekilleri Umut Akdoğan, Aylin Yaman ve Müzeyyen Şevkin, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, TÜRK-İŞ Lideri Ergün Atalay, TES-İş Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu yürüyüşte yer aldı.

“DERDİMİZİ ANLATMAK İÇİN YOLLARA DÜŞTÜK”

Yürüyüşün dördüncü gününe bugün Anıtpark’tan başlayan maden emekçileri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüdü. Yol boyunca polisin ağır güvenlik tedbiri altında yürüyen madenciler Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde baretlerini yere vurarak seslerini duyurmaya çalıştı. Emekçilerin hareketinin akabinde varlık satışının son durumu hakkında açıklamalarda bulunan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, değiştirilen şartnamenin çalışana garanti vermeyen ve suistimale hazır bir metin olduğunu tabir ederek “Derdimizi Ankara’ya anlatmak için yollara düştük. Erteleme kararı çıkınca da bunun olumlu bir adım olduğunu düşünerek, yeniden devletimizi ve iş yerimizi düşünerek, üretim aksamasın diye yürüyüşümüzü durdurduk. Müzakere süreci başlar, bu yanlıştan da dönülür ümidiyle iş yerlerimize geri döndük. 4 gün öncesine kadar da beklemedeydik lakin öğrendik ki; değişiklik yapıldığı söylenen şartnamede yalnızca bir iki hususun üstünden geçilmiş. Müjde üzere sundukları bu unsurlarda çalışacak personel sayısı en az 2 bin 50 olacak formda belirtilmiş.” sözlerini kullandı.

“Alıcı firma, ihale konusu varlıklarda çalışanlara öncelik vermeye uğraş gösterecekler’ denilerek ucu açık, suistimale hazır, çalışana hiçbir garanti vermeyen aldatmaca bir söz kullanılmış. Lojmanları boşaltma müddeti olarak da belirledikleri 4 ayı, işten çıkanlara 12 ay mühlet vererek işten çıkmaya da teşvik etmişler. Gördük ki personelin sesini duymamışlar, bizi hiç anlamamışlar.” sözlerini kaydeden Akçul, 4 gündür yollarda olduklarını söz ederek “Bu süreçte siyasi parti temsilcilerinden, halktan, kamuoyundan büyük dayanak gördük. Herkes sıkıntımızı anladı, bir tek yetkililer anlamadı.” dedi.

“ÇAYIRHAN HALKA AİTTİR. ŞİRKETLERİN KAR KAPISI DEĞİLDİR”

Termik santral ve maden alanlarının 1970’lerin sonunda “milli yatırım” olarak duyurulduğunu, bölgedeki vatandaşların topraklarını yok kıymetine devlete verdiğini belirten Akçul, “Bir de tutturmuşlar, ‘bu işletmeler kar etmiyor’ diye! Buranın ne kadar kar ettiğini onlar da biliyor, biz de biliyoruz. Gelin gerçek bilgileri, kamuoyuyla paylaşın. Kamuya ilişkin böylesine kar yapan, stratejik tesislerin özel şirketlere devredilmesi, yalnızca çalışanları değil, yöre insanını da ülkemizi de fakirleştiren bir siyasettir. Çayırhan Termik Santrali ve maden alanları, devletin müdafaası altında olması gereken, kamuya ilişkin stratejik bir varlıktır ve halka aittir. Özel şirketlerin kar kapısı değildir.” telaffuzunda bulundu.

Akçul, açıklamasının devamında, “Bizler alın terimizin, emeğimizin, hayat alanlarımızın yok kıymetine satılmasına asla müsaade vermeyeceğiz. Personellerin alın terini yok sayan, kamu varlıklarını yok değerine devretmeye çalışan siyasetlere karşı, aylardır olduğu üzere sonuna kadar daima birlikte omuz omuza direnmeye devam edeceğiz.” kelamlarını sarf etti.

“BURANIN KARI GERÇEK SAHİPLERİNDE KALSIN”

Özelleştirmenin iptal edilmesini talep eden Akçul, Maliye Bakanı’na seslenerek “Bizi bugüne kadar duymadınız lakin artık sesimizi duyun ve taleplerimize karşılık verin. Bizi artık ciddiye alın. Lakin yok, vilayetle de özelleştireceğiz diyorsanız da, biz buralara talibiz. Bu işte bir arka niyet yoksa, büsbütün uygun niyetli ve devlet faydasına bir uygulamaysa, gelin buraları emekçilere, halka, yöre dinamiklerine devredin.” sözlerini kaydetti.

Türkiye Maden Personelleri Sendikası ve Tes-İş Sendikası olarak bu türlü bir devre öncülük etmeye hazır olduklarını vurgulayan Akçul, “Siz de takviye verin daima birlikte ekmek teknemizi yürütmeye devam edelim. Buranın karı da yeniden devletimize, çalışanımıza, halkımıza, yani kimsenin inhisarına girmeden, gerçek sahiplerinde kalsın. Buradan bütün yetkili mercilere tekrar sesleniyoruz. Artık Çayırhan’ın çığlığını duymazdan gelmeyin. Madenciyi ve güç emekçisini görmezden gelmeyin.” açıklamasında bulundu.

4 Mart’a sayılı günler kaldığına dikkat çeken Akçul, “Hala iş işten geçmiş değil. Gelin bu büyük yanlıştan dönün, ileride vicdanlarınızı yaralayacak ve hiç rahat bırakmayacak bu karardan vazgeçin. Siz vazgeçmiyorsunuz ancak biz de vazgeçmeyeceğiz. Sonu nereye varırsa varsın, yasal tabanda çabamızı, en üst noktaya taşımakta kararlıyız. Talebimiz aşikâr, halimiz net. Ya iptal, ya iptal. Yaşasın maden çalışanları, yaşasın güç çalışanları, yaşasın emeğin örgütlü gayreti.” sözlerini kullandı.